Zübeyir Gündüzalp

Said Nursi’nin En Yakını: Zübeyir Gündüzalp (Şok Edici En Ayrıntılı Belgeseli)

Zübeyir Gündüz Alp Üstat Hazretlerinin bütün son dönem hizmetlerini yapmış ve Üstad hazretlerinin “hayatım hayatınla devam edecek” dediği üstadına fani olmuş kahraman bir zat. 

Bizim çoğu zaman huzurumuzu elimizden alan ve çalan Şeytandır. Anın vacibi olan işleri yapmamamız, örneğin; 

  • o an Tefekkür etmemiz gerekirdi 
  • o an namazına hassas davranmamız gerekirdi 
  • o an düşüncemizi, tefekkür dünyamızı, Kur’an’ın ince anlam derinliklerine adamamız gerekirdi, 
  • birinde müzik açtık,  birinde şamataya vurduk, birinde lafı güzafta bulunduk, birinde o kalbi öldüren gülmelere tutulduk, Öyle olunca ne oldu biliyor musun O an gafletten biraz uyuduğunu zannettin ama gelecekteki bütün huzurunu çaldın.
  • Zübeyir abinin hayatını okuyunca bir hadis akla geliyor; “Allah’a öyle çok zikredin ki size Deli Desinler”
  • Asıl adı Zübeyir değil Zerd dir, 1920 Konya Ermenek doğumludur. 
  • Annesi Seyyide hanım (Arap ve Seyit kökenlidir), babası Mehmet efendidir,
  • 1938’de 18 yaşında Ermenek PTT memurluğuna başlar 
  • 1944’te Konya PTT memurluğuna başlar ve kendisi Muazzam seviyede Mors alfabesini de bilir
  • Cocuk yaşta sık sık oruç tutar askerliği, Susurluk da yapar,
  • Yalnız kalıp tefekkür etmeyi çocukluğundan beri sevmiştir,
  • Çocukluğundan beri çok kitap okumuştur. 
  • Bu devirde kefeni boynunda bir İslam fedaisi olmak lazım diyerek hiç evlenmemiştir,
  • 1944 yılında 24 yaşındayken Cuma namazı için Konya’nın tarihi Aziziye camine gider, namaz çıkışı Hafız Ahmet Efendi ile karşılaşır şöyle diyor, “Sen okuyan bir gençsin bizim Halıcı Sabri de güzel dini kitaplar var Gel de seni ona götüreyim” ve Sabri Halıcı vesilesiyle nurlarla tanışır ve onun dükkanında Risale Nurları okumaya başlar 
  • Sizdeki gençlik katiyyen gidecek sözü hayatının dönüm noktası oluyor, ve günlük okumalarını 14 saate çıkarıyor
  • 27 yaşında Ankara Üniversitesi’nde meşhur bir Konferans veriyor, (o konferans sözler kitabının arkasında vardır)
  • Zübeyir Gündüzalp önce okuma yapıyor, Üstad Hazretlerinin manasını anlıyor sonra da görme isteği uyanıyor ve 1946’da iki arkadaşı ile Afyon Emirdağı’na ziyarete gidiyor
  • Yolculuk sıkıntılı geçiyor vardığında Üstat Hazretleri; hizmetimiz meşakkattir diyor kendisine. Ve o günden sonra ayrılmaz bir parçası oluyor Üstat Hazretlerinin
  • Üstat Hazretleri 23 Ocak 1948’de emirdağ’da tutuklanır 
  • Afyon’da Zübeyir abinin bir savunması var bu Savunma 14. Şuada geçmektedir; Eğer risale-i Nur Bir Zehir ise bizim bu zehirlere Tonlarca binlerce kilo ihtiyacımız vardır Eğer çoklukla olduğu yeri biliyorsa bizi tayyareler le sevk etsinler bir cümle bak başka bir cümlesi Biz risale-i Nur talebeleri iman ve İslamiyet hizmeti uğrunda zalimlerin zulmüne maruz kaldığımız vakit hapishane köşelerinde veya dar ağaçta ında ölmeyi bak böyle bir cümle var ya istirahat döşeğinde ölüme tercih ederiz 
  • Üstad hazreleri hapisteyken kendisi de hapse girmek için kendini ihbar edip hapse girmiştir. 
  • Bir gün falaka yerken Üstat Hazretlerinin İngiliz işgalinde İngilizlere karşı söylediği; Aç olan canavara karşı tahabbüb etsen Sevgi göstersen merhametini değil iştihasını açar sonra döner gelir tırnağının hem dişinin kirasını senden ister acıkmış bir canavara Bir de sevgi göstersen dönüp dişinin de kirasını senden ister ezberi aklına geliyor ve vur diye bağırıyor, vurmayı bırakıyorlar.
  • Yani bir kriz anında zihninden risaleyi Nur okudu, ezber bu yüzden önemlidir,
  • Zübeyir abi yanlışlıkla 40 gün erken terhis edilir, tekrar hesap yaptırıp kendisini tekrar 40 gün daha içeri attırır 
  • Tahliyeden sonra manav dükkanı süsü verdiği bir yer kiralar, asıl amaç içeride Risale Nurlar yazılıyor onları dışarı çıkaracaklar
  • Hapisteki Üstadın yazdıklarını çok zor şartlarda dışarı çıkarıp bastırıyorlar, sigara kağıtlarına yazıyorlar
  • 1951’de Islahiye telgraf memuru olarak tekrar vazifesine döner Islahiye herkesle çok güzel ilişkiler kurar mesela Islahiye spor kulübüne gider oranın müdürüyle arkadaş olur muhabbet eder amacı o mu Hayır gençlerle tanışmak gençlerle tanışır ve onlara halka halka is Nur’dan dersler yapar 
  • Baş müdürlüğe kadar yolunun açık olduğu durumda Zübeyir abi okumaya fırsat kalmayacağını anlayarak gelen hesapları yanlış yapıp gönderiyor ki terfi almasın,
  • 1952 de Üstada yakın olabilmek için Urfa’ya tayin istiyor
  • Hapise düştüklerinde geçmiş olsun diyenlere; “geçmiş olsun demeyin bizi tebrik edin biz buraya iman davası için geldik” diyor
  • Hapiste lağımların geçtiği bir koğuşta insanı çıldırtacak bir kokunun olduğu yerde bile ezber, ders yapıyorlar 
  • 1953’te tahliye olup, Ankara’ya atanması yapılınca, Üstat Hazretlerinin izniyle istifa eder ve yanına gider
  • Üstad Hazretleri 1960’ta Urfa’da ruhunun ufkuna yürür, bu sıkıntılı anda talebelerinin hizmet nasıl devam edecek endişelerini giderir,
  • Üstat Hazretlerinin vefatından sonra ilk iş olarak Eskişehir’de kapanıp üç kez külliyatın tamamını okur, 
  • Bir çok hastalıkları vardır, kalbi deliktir, bir sürü ilaç kullanmaktadır. Hizmetleri aksatmamak için çok uykusuz kalır, uyumamak için de ilaç kullanır, üstadın hizmeti için benliğini vücudunu hakir görmüştür. Üstadın vefatından sonra bu sefer uyuyabilmek için ilaç kullanır
  • Kirazlı mescitte 51 yaşında ruhunun ufkuna yürür, Eyüp Sultan kabristanlığında metfun bulunmaktadır 
  • Üstad hz. Zübeyr abiyi bir gün Param vardı sen mi aldın Zübeyr diye sınıyor, küsüp gidecek mi diye sadakatini ölçüyor
  • Zübeyr abinin hayatının gayesi nurların okunması ve yayılmasıdır, bunun için kardeşi Haydar’a yazdığı bir mektup var Nurları yanından ve koynundan eksik etme daima cebinde bulunsun dünya ve ahiretin için çok faydalıdır ebedi saadete kavuşmana vesile olur Sabahları kalkınca büyük bir nur kitabını okumak için evde bulundur 
  • “Oku kardeşim kabirde okuyamazsın”, diyor bir yerde de başkalarına ders vermek ikinci planda olsun kendini oku Zira yanmayan yakamaz diyor
  • Zübeyr abi talebeliğini feda edecek bir kardeşe, senin neyin var ki neyi feda edeceksin, Okulu bitirirsin Doktor olursun diplomayı eline alırsın sonra istersen feda edersin diyor 
  • Bir gün Anadolu’dan bir misafir gelmiş Zübeyr abi ile görüşmek istiyor Zübeyr abinin odasından geçenler sandalyeye oturmuş ayakkabısıyla oturan birini görüyorlar ayakkabı dershanenin içinde ayakkabıyla çok şaşırıyorlar, adam gittikten sonra soruyorlar söyleseydin ayakkabısını çıkarsaydı, – Anadolu’dan bizi bir şey zannederek yola çıktı, heyecandan ayakkabısını düşünemedi, ayakkabılarını çıkar desem kırılırdı ben orayı temizlerim yıkarım dert etmeyin diye cevap veriyor. 

Genel Düsturları

  • Çok düzenli, tertipli biri
  • Niyeti bozuk olanlara kapı açmıyor onlarla görüşmüyor
  • Çok tedbirldir, hatta bunu korkaklık zannedenler, bir hadisede ne kadar cecur olduğunu göründe utanırlar,
  • Günde 10 sayfa okuyan imanını muhafaza eder, 15 sayfa okuyan şevke gelir, 20 sayfa okuyan hizmet eder nasihatını veriyor,
  • Şahsi hizmetini unutanın okumayanın, ibadetine dikkat etmeyenin hizmeti muvakkat olur
  • Umumi dersleri herkese okutmaz ve dersin ruhunu kaçıracak insanlara da açıklama yaptırmazdı 
  • kesinlikle derslere hazırlanıp çıkılmasını istiyor
  • ders yapacak kişi biraz yüksekte oturmalı, cemaatle göz iletişimi kurmalı, isim zikretmeli
  • ders okurken vurgulara ehemmiyet verilmesini istiyor, tekdüze okumayın, ders okuyanın ses tonu değişsin diyor