21.Söz 2.İkaz

21.Söz 2.İkaz

Yusuf Arslangiray 12.10.2023 ikindi dersi

Kelimeler:

şikem-perver : Boğazına düşkün (işkembeden geliyor)

Hane-i cismimde: Kendi bedenimde

İhtiyaçlarımız,

Yeme içme, 

giyinme

Uyuma vb. fıtri ihtiyaçlarımızı karşılamaktan bıkmayız. 

Çünkü bunlar temel ihtiyaç, tekrar etmesinden bıkmazsın. 

Sürekli tekrar ettiğinden usanç vermiyor. 

Ama namaza gelince insan usanç veriyor diyorlar. Geçmiş kazalar, gelecek namazlar falan düşününce bitmeyecek diye düşünüyor insan. Bu düşüncelerden dolayı usanç geliyor. Sonsuza kadar namaz kılacam zannediyorsun

İnsan tadilata giriyor, ama 50 yıl kullanmak olarak girmiyor, 3-5 sene diyor.

Araba alırken 50 yıl kullaancağım demiyorsun, 2-3 sen beni götürür diyorsun. 

Bunlarda şimdi beni idare etsin derken namazda bunu söylemiyor. 

Sonsuza kadar namaz kılacam diye usanç getiriyorsun, ama araba alırken sonsuz düşünmüyorsun. 

Namazda birtek şeytan bize sonsuzu düşündürmeye bıktırmaya çalışıyor. 

İhtiyaç tekrar ediyor o yüzden lezzet alıyorsun, namaz da aynı. Usanman değil lezzet alman lazım.

İkinci ikaz:

Ey şikem-perver nefsim! Acaba her gün her gün ekmek yersin, su içersin, havayı teneffüs edersin; sana onlar usanç veriyor mu? Madem vermiyor; çünki ihtiyaç tekerrür ettiğinden, usanç değil belki telezzüz ediyorsun (lezzet alıyorsun). 

• Bir gün tavuk ekmek lezzet verirken
• Bir gün köfte ekmek ayrı bir lezzet,
• Başka gün kahvaltıda ayrı bir lezzet,

Öyle ise: Hane-i cismimde senin arkadaşların olan kalbimin gıdası, ruhumun âb-ı hayatı ve latife-i Rabbaniyemin 

• Latifelerim
• Ruhum, kalbim
• bunların lezzet alması için namaz ile çalıyorsun Allah ın kapısını
• Bu meramı Allah tan değil kullarından istersek zelil oluyoruz. 
• Bir menfaat için eğiliyoruz. 
• Bir zalim bir adamın kafasını botuyla çiğnese, o adam da botunu öpse ruhu cesedinden önce ölür, ama tükürse ruhu şehit olur. 

hava-yı nesimini cezb ve celbeden namaz dahi, seni usandırmamak gerektir. Evet nihayetsiz teessürat ve elemlere maruz ve mübtela ve nihayetsiz telezzüzata ve emellere meftun ve pür-sevda bir kalbin kut ve kuvveti; herşeye kadir bir Rahîm-i Kerim’in kapısını niyaz ile çalmakla elde edilebilir. Evet şu fâni dünyada kemal-i sür’atle vaveylâ-yı firakı koparan giden ekser mevcudatla alâkadar bir ruhun âb-ı hayatı ise; 

• bir gün bu dünyayı terkedecek olan ruhun asıl gıdası neymiş,
• Tüm herşeyin sahbi olan Allah ın rahmet çeşmesine ulaşamak olan namazı eda etmektir. 

herşeye bedel bir Mabud-u Bâki’nin, bir Mahbub-u Sermedî’nin çeşme-i rahmetine namaz ile teveccüh etmekle içilebilir. Evet fıtraten ebediyeti isteyen 

• insan sigaram bile bitmesin ister.
• Kainattaki herşeyle alakadar insan
• Gece sigaran bitse, geec olması, marketin kapalı olması , oraya gitmek vb. seni üzüyor. 
• Döner yerken ayran erken bitse ona bile üzülüyorsun,
• Biz bu dünyaya göre değiliz
• Nereden belli, geçici zaman ver zeimde hep sonsuz şeyleri arzuluyoruz. 
• Bebek-anne dünya diye bir yer var, anne karnında. Ellerin var, ayakların var, gözün var, ileride bu işe yaramayan organlar ileride işe yaracağının gösteriyor. Biraz daha dayan bak dünyada bunları kullanacaksın.
• Kendi techizatlarına bak, dünyayı anlarsın.
• Geçici olan bir yerde sonsuz istemek çok tezat olurdu, ahiret olmasaydı. 
• Eğer bize sonsuzu ilsteyen techizatlar verildiyse bu ahiretin varlığına dalalettir. 

ve ebed için halkolunan ve ezelî ve ebedî bir zâtın âyinesi olan ve nihayetsiz derecede nazik ve letafetli bulunan zîşuur bir sırr-ı insanî, zînur bir latife-i Rabbaniye; şu kasavetli, ezici ve sıkıntılı, geçici ve zulümatlı ve boğucu olan ahval-i dünyeviye içinde, elbette teneffüse pek çok muhtaçtır 

• Sonsuzluğua göre yaratılmışız, Allaha layık olmak isityoruz.
• Bir üzüm yedirip 100 tokat vuruyor dünya. 
• Allahınyaratmış olduğu sistem içinde kanunlara uyuyoruz. 
• Bizim teneffüse, hava almaya ihtiyacımız var. 

ve ancak namazın penceresiyle nefes alabilir. 

• Namaz kıl bak nasıl hava geliyor ruhuna. 
• Ruhunun pencelerini bir açacaksın Allah oraları temizleyecek namazda.
• Doktor önce oyar temizler, sonra diker.
• Ameliyat sonrası ortalık biraz dağılabilir, ama sonra iyileşme olacak. 
• Bazen acı çekeksin, ama ameli bırakmıyaacaksın.